Bilindiği üzere sanat, yaratıcılık edimini barındıran ve hayal gücünün bir ifade biçimi olarak ortaya çıkan bir olgudur. Dolayısıyla, işte tamda bu noktada yoga ve sanat ilişkisinden bahsedebiliriz. Çünkü bir yaratım sürecini içerisinde barındıran sanat, benzer bir şekilde bireyde farkındalık yaratan ve kendine yönelik içsel bir yolculuğa çıkarak yeniden varoluşunun keşif felsefesidir. Yoga sadece fiziksel olarak daha dinamik olmamızı değil, aynı zamanda ruhsal açıdan gelişmeyi, farkındalığı ve dengeyi de arttırarak yegane amacı olan “kendini yeniden yaratım” sürecine girer. Bu süreç, bireyi kendi iç çelişkilerinin varlığında, zihnine, bedenini ve ruhunu arıttıktan sonra, çalışma, düşünme, sindirim, hissetme ve hayatı deneyimleme gücümüzü arttırır. Dolayısıyla birey, kendi doğasının bilincinde olması gerektiğinin farkına varır ve mevcut öze ulaşmak adına kendini yeniden keşfetme sürecine girer. Nitekim bu zorlu süreç sanatsal yaratım süreciyle paralellik de gösterir. Çünkü sanatta nasıl ki yaratılan şey bir esere dönüşür, yogada da kişinin kendisi bir eser’dir.

İşte tüm bunlar göz önüne alındığında çok berrak bir şekilde görülecektir ki, resim ve yoga aynı yolda ilerleyen iki arkadaş gibidir. Tamda bu nedenle YOGAKAM bu iki aydınlatıcı evreyi tek bir çatı altında barındırmaya karar verdi. Zira biz inanıyoruz ki, “ her kahkaha hissedişe, her hissediş harekete, hareket ise uyanışa götürecektir”.